23 Aralık 2014 Salı

Grip hastalığı ve Belirtileri

Sonbahar aylarından itibaren hayatımıza hızlı bir giriş yapan grip hastalığı; az bir süre de olsa hayatımızı olumsuz yönde etkileyerek, hayattan kopmamıza neden oluyor. Gribal enfeksiyonların ilk başlardaki özellikleri arasında ateşlenme ve hapşırma gibi küçümsenecek belirtiler görülüyor. Bu tarz belirtileri insanlar hafife aldığı için kendisine ekstra bir özen göstermiyor. Buna bağlı olarak zamanla vücutta yayılan grip virüsü, bağışıklık sisteminde geçici bir olumsuz etki yaratarak vücudumuza hükmetmeye başlıyor. Solunum yoluyla bulaşan bu hastalığın, diğer insanlara geçmesi çok olay bir hal alıyor.
Grip virüsüne maruz kaldığımızda yapabileceklerimiz; doktor tavsiyesiyle alınan ilaçları devamlı olarak kullanmak, bol bol istirahat etmek ve C vitamini tüketimine özen göstermektir. Genç yaşlarımızda bünyeyi fazla zorlamayan ve kolaylıkla atlattığımız bu hastalığı sürekli hafife alırız. Çünkü bize kalıcı bir etki bırakacak bir kalitede değildir. İlerleyen yaşlarda vücudumuzdaki hücresel yenilenmelerin hızlı belli bir noktaya düşer. Bu durumdaki hastaların grip hastalığına yakalanması durumunda daha ciddi sorunlar doğurabilecektir.
Grip hastalığından korunma yolları ise; düzenli beslenme, taze meyve ve sebze tüketme, hastalardan kaçınma ve sık sık temizlenmedir. Bu sayede hastalığı kendimizden biraz daha uzak tutma fırsatını yakalamış oluruz. Vücut direncini düşürecek olgulardan  ve grip virüsüne maruz kalmış insanlardan kaçınmamız takdirde de bu hastalığın bize bulaşma imkanı azalacaktır. Kendimize dikkat ederek hayatımızı sürdürürsek, daha sağlıklı bir birey olabiliriz.

Fazla Şeker Tüketmenin Zararları Nelerdir?

Vücut, yaşamsal faaliyetlerini düzenli bir şekilde sürdürebilmek için şekere de ihtiyaç duymaktadır. Fakat ihtiyaç duyulan şeker tamamen doğal olmalıdır. Sadece besinlerden alınan şeker miktarı vücut için yeterli olmaktadır. Bunun dışında dışardan alınan beyaz şeker, vücut için inanılmaz zararlar yaratmaktadır. Gelin bunlar nelermiş hep beraber bir göz atalım.

İşte fazla şeker tüketimin vücut sağlığına zararları;

  • Fazla şeker tüketimi kan şekerinin oranında ani bir artış meydana getirir. Buda aniden pankreastan yüksek oranda insülin salgılamasına neden olur ve aşırı kilo şeklinde ortaya çıkar.
  • Fazla şeker tüketimi, dişleri de olumsuz etkiler. Dişlerin çürümesine ve zamanla dökülmesine neden olur.
  • Fazla şeker tüketimi, vücutta yağ birikmesine neden olur böylece kilo sorunları ve çeşitli hastalıklar baş gösterir.
  • Fazla şeker tüketimi, bağışıklık sistemimizi de bozar ve hastalıklara karşı dirençsiz olmamızı sağlar.
  • Fazla şeker tüketimi, mineral dengemizi de bozulmasına yol açar.
  • Fazla şeker tüketimi, hiperaktiviteyi de tetikleyerek özellikle çocuklarda dikkat eksikliğine yol açar.
  • Fazla şeker tüketimi, kadınlarda kolon kanseri riskini arttırır..
  • Fazla şeker tüketimi, gözlerinde düşmanıdır. Göz hastalıklarını ortaya çıkartır.
  • Fazla şeker tüketimi,  astım hastalığı olma riskini arttırır.
  • Fazla şeker tüketimi, b kireçlenme sorunlarına yol açar.

Süzme Mercimek Çorbası Tarifi

Soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak klasik bir lezzet denemeye ne dersiniz? Bu lezzet sizi hem hastalıklara karşı dirençli kılacak hem de misafirlerinizle geçireceğiniz keyifli bir akşam yemeğinde ağzınızın  tadını yerine getirecek. Evinize gelen misafirlerinize ana yemeğe geçmeden önce güzel bir tat sunabilirsiniz süzme mercimek çorbası ile.
Süzme mercimek çorbası için gerekli malzemeler :1 büyük fincan kırmızı (veya yeşil mercimek)  4 bardak et suyu(veya su ) 1 kaşık un 1 baş soğan 1 havuç 1 patates 2 kaşık yağ (göz kararı) tuz.                                                                                                                        Tencereye ince şekilde doğradığınız soğanı alıp orta ateşte sıvı yağda soğanlar pembeleşinceye kadar kavurun.1 kaşık un koyup kavurmaya devam edin. Bu arada un çabuk yanan bir madde olduğundan yanmamasına özen gösterin. Sonra yıkanmış ayıklanmış mercimek ve küp küp doğradığınız patates ile havucu ilave edin. Koymuş olduğunuz malzemeler ezilinceye kadar  su koyup  pişirin. Pişen çorbanızı süzgeçten geçirin ve tekrar tencereye alıp 1-2 taşım kaynatın. (Bu işlemi çorbanız tenceredeyken el mikseri yardımıyla da gerçekleştirebilirsiniz.) Çorbanızın kıvamı koyu olursa üzerine sıcak su ilave edebilirsiniz. Limon suyu ve isteğe bağlı olarak kırmızı pul biber ile süsleyerek çorbanıza daha hoş bir görünüm kazandırıp misafirlerinize ikram edebilirsiniz.
Ayrıca tarifimize ek olarak aklınızda bulunması gereken bir hususu da paylaşalım sevgili  hanımlar. Süzme olsun olmasın mercimek çorbası bir iki gün bekletildiğinde kıvamı gittikçe koyulaşır. Bu nedenle 1 en fazla 2 günde tüketebileceğiniz ölçüde yapın. Afiyet olsun.

Gözaltı Morluklarınızdan Doğal Yollarla Kurtulun

Gözaltı morlukları, cildimizle ilgili yaşadığımız sorunların başında gelmektedir. Özellikle bayanlarda bariz bir şekilde kendini belli etmektedir. Gözün hemen alt kısmında mor halkalar şeklinde ortaya çıkar. Göze hoş gelmeyen bir görüntü oluşturarak güzelliğimize gölge düşürür. Bu nedenle gözaltı morluklarından bir an önce kurtulmanın yolları aranır.
Gözaltı morlukları tamamen beslenme ve uyku düzensizliklerinden kaynaklanan bir cilt sorunudur. Gerekli önlemler alındığında ve dışarıdan bazı doğal yöntemlerle bakım yapıldığında kısa sürede ortadan kaldırılabilir.
Şimdi sizlere Gözaltı Morluklarınızdan Doğal Yollarla Kurtulma Yöntemlerinden bahsedeceğim.
  • Demlikte kalan çay posanızdan yararlanarak gözaltı morluklarından kurtulabilirsiniz. Demlikteki posayı bir tülbentle sararak gözaltlarınızda 10 dakika bekleteniz yeterli olacaktır.
  • Patates ve Salatalık ta yine gözaltı morluklarını ortadan kaldırabilmektedir. Çiğ bir şekilde halka hakla kesilen sebzeler gözaltlarında 10 dakika bekletilmelidir.
  • Dolabınızda bulunan buzdan yararlanarak da gözaltı morluklarınıza elveda diyebilirsiniz. Bu ile gözaltlarına 5 dakika kompres yapmak hızlı bir şekilde gözaltı morluklarınızı ortadan kaldıracaktır.

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Evrendeki En Basit,En Etkili ve En Güvenli İlaç! (II)

Evrendeki En Basit,En Etkili ve En Güvenli İlaç! (II)

Sizlerle İranlı hekim Batmanghelidj’in, suyla ilgili çalışmalarının bir kısmını paylaşmıştım. Dr. Batmanghelidj’in “Su / Hasta Değil Susuzsunuz” adlı kitabında anlattığı su mucizelerini, bu hafta da aktarmaya devam ediyorum.

İlaç kadar etkili olan su:

Kalp krizi ve felce karşı koruyucudur. 

Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler. 

Vücudun soğutma (terleme) ve ısıtma (elektrik) sistemleri için vazgeçilmezdir. 

Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve elektriksel enerji verir. 



Serotonin ve diğer nörotransmitterlerin (sinir ileticileri) üretimi için vazgeçilmezdir. 

Melatonin de dahil olmak üzere, beyinde üretilen bütün hormonların yapımı için gereklidir. 

Çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat yetersizliği sorununa çözüm getirir. 

Çalışma verimini artırır ve dikkat aralığını büyütür. 




Su dünyadaki diğer bütün içeceklerden daha kolay bulunabilir ve hiçbir yan etkisi yoktur. 

Stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesine yardımcı olur. 

Uykuyu düzenler. 

Yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur ve bize gençliğin enerjisini verir. 

Cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı olur. 

Gözlere canlılık ve parlaklık verir. 

Glokomdan korunmamıza yardım eder. 

Kemik iliğinde kan üretim sistemlerini düzenler; lösemi ve lenfoma oluşumunun önlenmesine yardımcı olur. 

Vücutta enfeksiyon ve kanser hücrelerinin geliştiği bölgelerde bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok gereklidir. 

Kanı sulandırır ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önler. 

Kadınlarda adet öncesi ağrıyı ve ateş basmasını hafifletir. 

Kalp atışıyla birlikte kanı sulandırıp dalgalandırarak dolaşımdaki katı maddelerin dibe çökmesini engeller. 

İnsan vücudunda dehidrasyon sırasında kullanılabilecek bir su deposu yoktur. Bu nedenle gün boyunca düzenli olarak su içmemiz gerekir.

Dehidrasyon doku boşlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer, beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su bunları temizler.

Dehidrasyon, 
cinsellik hormonunun üretimine engel olur, bu iktidarsızlık ve libido kaybının başlıca nedenlerinden biridir. 

Su içtiğiniz zaman susuzluk ve açlık duygularını ayırt edebilirsiniz. 

Kilo vermenin en iyi yolu su içmektir. Düzenli aralıklarla su için ve sıkı bir rejim yapmadan zayıflayın. Acıktığınız zaman aşırı yememeli, ama susadığınızda suyunuzu içmelisiniz. 

Su, gebelikte sabah bulantılarını azaltır.

Zihin ve vücut fonksiyonlarını bütünleştirir. Karar verme ve hedefleri belirleme yeteneğini artırır. 

Yaşılıkta bellek kaybının önlenmesine yardımcı olur. Alzheimer, multipl skleroz, Parkinson ve Lou Gehring hastalıklarının riskini azaltır. 

Kafein, alkol ve bazı ilaçlara duyulan bağımlılığın giderilmesine yardımcı olur.

Gelin bu bilgiler ışığında, yıllardır ilaç deposu haline getirip zarar verdiğimiz vücudumuza bir iyilik yapalım ve onu korumaya alalım; tabi ki suyla daha fazla buluşturarak…

Susuz kalmayın!

Sevgiyle ve sağlıkla kalın!
.
.

Temmuz Ayı Epilasyon Günleri

Temmuz Ayı Epilasyon Günleri

1.SEÇENEK

02 Temmuz  2013 saat 02:22’den 04 Temmuz  2013 saat 11:07’ye kadar olan zaman dilimi epilasyon için olumlu etkiler taşımakta.

2.SEÇENEK

29 Temmuz  2013 saat 09:07’den 31 Temmuz  2013 saat 11:38’e kadar olan zaman dilimi epilasyon için olumlu etkiler taşımakta.

Ay’ın Boğa Burcunda küçüleceği  bu günler,  epilasyon için Temmuz ayının en uygun günleridir. Ancak bu günlerin etkisini görmek istiyorsanız tüyleri kökünden alacak bir yöntem kullanmalısınız!

Eğer tüylerinizin alırken kırıldığını düşünüyorsanız muhtemelen kuru bir cildiniz vardır. Bu olumsuz durumu en aza indirmek için şimdiden epilasyon yapacağınız bölgeleri günlük kullandığınız bir nemlendirici ile nemlendirmelisiniz.

Ay’la Yaşam kategorisinde yöntemle ilgili bilgileri,  püf kategorisinde bu tarihlerde ilginizi çekecek başlıkları bulabilirsiniz.

Önceki aylarda yöntemi uygulayanların yorumları için sizden haberler sayfasını ya da istenmeyen tüyler kategorisini ziyaret edebilirsiniz.

Maya Maskesi Nasıl Yapılır

Maya Maskesi Nasıl Yapılır


Maya Maskesini cildinize uygulayacaksanız:

1 ölçü kuru maya

2 ölçü ılık su ile hazırlayabilirsiniz.

Elde edilen karışımı göz çevresi ve dudaklar dışında tüm yüze ve boyun bölgesine uygulayıp kuruyana kadar bekletin. Kuruduktan sonra önce ılık su ile mayayı temizleyip sonra soğuk su ile yüzünüzü yıkayabilirsiniz.

Aynı şekilde el bakımında da kullanabilirsiniz.

Maya Maskesini saçlarınıza uygulayacaksanız:

1 ölçü kuru maya

3 ölçü ılık süt/su ile hazırlayabilirsiniz.

Saç diplerinize  bu karışımı uyguladıktan sonra çabuk kurumasını önlemek açısından streç film ile saçlarınızı sarmanız gerekmekte. İstediğiniz kadar bekletebilirsiniz. Daha sonra bol su ile mayayı saçtan iyice arındırmanız gerekiyor.

Peki maya maskesi ne işe yarar? İçerdiği maddelerle saçınızın ve cildinizin tüm ihtiyacını karşılar ve mükemmel bir biçimde besler. Bu da saçlarınızın daha sağlıklı olmasını, daha az dökğlmesini ve daha hızlı uzamasını sağlar.

Maya maskesini hem protein ve vitamin günlerinde hem mineral günlerinde uygulayabilirsiniz.